-6-
“Avusturya’nın Hakk-ı Telif ve Tasnif Layiha-i Kanunisi”
Memalik-i mütemeddinenin kâffesinde tedvin-i kavanine ait bir hareket-i umumiye, bir faaliyet-i muhtasara var; aynı esas ve makasıda nabi olan münferit ve perişan-ı nizamat ve mütunu iltikat ile bir kanun-ı mütecanis şeklinde tespit ihtiyacı her tarafta pek ziyade hissediliyor. Kavanin-i cüzziye, medeniye ve ticariyeye idhal edilemeyen mevadd-ı hususiye hakkındaki müsademat-ı efkârdan mütevellid kavaid-i umumiye fi zamanına ulema-yı hukukun bilhassa calib-i nazar-ı dikkatleridir. Muharrir ve sanatkârın eserleri üzerindeki hakkı vazi kanunlar tarafından yirmi beş seneden beri hemen her yerde bir dikkat-i hususiye ile tetebbu edilmektedir. Bu itinanın sebebi: Evvela, hakk-ı telif ve tasnif mesele-i hukukiyesi mukaddema pek cüzi tetkik edilmiş olduğu cihetle bu bapta vazıh ve kati bir fikrin mefkudiyeti; saniyen, 1878 senesi asar-ı nefiseyi himaye maksadıyla Paris’te Viktor Hugo’nun [Victor Hugo] taht-ı riyasetinde tesis olunan cemiyete müşabih cemiyatın taaddüdüyle mülkiyet-i edebiye lehinde neşr-i efkâr edilmesi; salisen, yaşamak için çalışan muharrirîn ve sanakârân miktarının gittikçe tekessürüdür.
Almanya, 1870’te “hakk-ı müellif =Autorecht”e dair bir kanun neşrettiği gibi İspanya da 1879 tarihinden beri tasarrufat-ı fikriye üzerine mükemmel bir kanuna malik bulunmuş ve İtalya 1882’de asar-ı fikriyeye müteallik kavaninini mürettep ve munzatam bir hale ifrağ etmiştir. İsviçre (22 Nisan, 1883), Flemenk (26 Nisan, 1884), Belçika (22 Mart, 1882) hükümatının bu hususa müteallik kanunları ise numune ittihazına şayeste bir surette kaleme alınmıştır. Tedvin-i kavanin bahsinde o kadar serkeş olan İngilitere bile 25 Teşrinievvel, 1890’da “hakk-ı istinsah=Copyright” üzerine bir kanun layihası tanzimine mecbur olmuştur.
Asar-ı sanat ve kalemin tasarrufat-ı hakikiyeden addolunması, bir kıymet-i ticariyeye malik olması için birçok asırların müruru lazım geldi. Bugün bile bu tasarruf ancak bazı takayyüdat ile kabul edilebilmektedir. Ezcümle müellifinin asar-ı kalemiyesi vefatlarından elli sene sonra istimali mübah ve ammeye mahsus olan şeylerden addolunarak veresenin bunlar üzerindeki hakkı sakit oluyor. Edib-i hakim Emil Zola [Émile Zola] tarafından “Tasarruf Adabı” ser-levhasıyla yazılan makalenin mevzubahisimizle şiddet-i münasebeti olduğundan bazı kısımlarını iktibas ediyorum:
(…)
-İstanbul: 6 Haziran 1316-