-21 Eylül, 1316-
-Eylül, 1315-
-21 Eylül, 1315-
“Şeyh Sadi”
-Geçen nüshadan mabad-
Mevzumuzdan pek uzaklara kaçmamak için sütur-ı salifeyi şöylece hülasa ederiz: Vesaik-i kadimeye fikr-i millinin şiddet-i irtibatından dolayı ecnas-ı edebiye-i İraniye’nin en güzide nevi, en beliğ ifadesi destandır; ve en parlak asr-ı edebi, tarz-ı destan-seraînin tevessü ettiği ve revnak-pezir olduğu asır hamis-i hicridir. Onu veli eden a’sarda İran edebiyatı büyük bir tahavvüle duçar olur. Evzan-ı Arab’ın envaına tatbik edilen şiir, her asrın ihtiyacatına, ezvakına, mişvarına göre rengârenk numuneler, fakat bazen pek bedii numuneler gösterir. Altıncı ile yedinci asr-ı hicri arasında geçen zaman hususiyle pek mühim ve müşaşadır. Çünkü Hacular, Sadiler, Mevleviler, Dehleviler gibi ekabir-i şuara asrıdır; onların asar-ı muhalledesiyle nişanedardır. Sadematı buruc-ı duhuru sarsan bu asvatın arasında, Sadi’nin savtı refidir, fikrinin teyakkuzu nispetinde refidir, beliğdir, müessirdir.
(…)
-Mabadı var-