-1-
Şive, Zevk
Şive, şiveye muhalefet… Asar-ı cedide-i edebiye hakkında bir vasıta-i tariz ki her canı isteyen istimal ediyor; çünkü yalnız bunu söylemekle, bu eserlerin şiveye muhalif olduğunu iddia etmekle bir şey yapılmış zannolunabiliyor. Hâlbuki bundan kolay ne tasavvur edilebilir? Diliyle mukarin olmadıktan sonra her isteyen eski, yeni bütün eserleri bu kusur ile itham edebilir. Fakat iş ciddi telakki edilmek istenilirse bunun yek-nazarda zannolunduğu kadar kolay olmadığı anlaşılır. Zira bir eserin şiveye mugayir olduğunu iddia etmek için evvela şivenin ne olduğunu bilmek, bunu tayin etmek lazım gelir. Şivenin ne olduğu hakkıyla meydana çıkmadıkça ortaya sürülecek iddialar hep muterizin kavl-i zatiyesinden ibaret kalmak zaruri bulunur ki bunun da hiç hükmü olmaz. Lakin şivenin ne demek olduğu bu kadar kati bir surette gösterilebilir mi? Bunu hakkıyla tarif kabil olur mu? Zannetmem. Birtakım kavaid-i lisaniye var ki birer mihenk gibidir. Mikyas-ı harare ile havanın mayiatın derece-i hararetini bulup tayin ettiğimiz gibi bu kavaidi elimizdeki eserlere tatbik ile doğru yahut yanlış olduklarını şüpheye mahal kalmayacak surette gösterebiliriz. Fakat şive için böyle kati bir destur bulunamaz. Bunun için şiveyi de zevkte dâhil addetmek zaruri olacaktır.
(…)
-2-
On Yedinci Asır
Dekart [René Descartes] , Boalö [Nicolas Boileau]- Kartezyanizm, Klasisizm
Fage [Émile Faguet] yine o risalede tenkidin Fransa’da zuhurundan on yedinci asra kadar olan ahvalini şöyle hülasa ediyor: On altıncı asırdan evvel tenkit yalnız ahenk mesailiyle uğraşırken sonraları lisan ve sarf meselelerini de ele alır. 1550 senesinden on yedinci asrın bidayetine kadar üslup ve şekil davalarına ehemmiyet verilir, Paskal’ın [Blaise Pascal] zamanına kadar bunların ıslah ve telhisi için çalışırlar ve Paskal ile beraber en mühim mesail-i tenkidiye ortaya çıkar. Şu hâlde asıl tenkit on yedinci asırla meydana gelmiş demektir. Ahlak ile edebiyatın münasebetleri, zevk-i selimin ne olduğu yolunda bahislere ilk defa olarak o zaman merak edilir, güzel yazmakla ikna etmek birer sanat mıdır yoksa bunlardan yalnız biri mi mevcuttur? Endişeleri meydan alır.
(…)
Tenkidin Fransa’da ibtida-yı zuhurundan Boalö’ye kadar geçirdiği devirler gözden geçirilirse görülür ki Sekaleyjer, Dobellay, Malereb, Balzak [Honoré de Balzac] vesairenin esas meslekleri kudemayı taklit hakkında mevzu kavaidi şiddetle terviçten ibarettir. Bunların fikrince eser kudemanın eseridir. Onların vardığı mertebe-i tekemmüle bugün vasıl olmak gayr-ı mümkündür ve mümkün olan derecesine vusul için yegâne çare yine onları taklit etmektir.
(…)