';
299. Sayı / 2. Sayfa

Miladi Tarih: 3 Aralık 1896

Rumi Tarih: 21 Teşrinisani 1312

1. Sayfa
1 Yazı
3. Sayfa
2 Yazı
İstanbul Postası

Eyyam-ı baride birdenbire geliverdi, İstanbul’da nadiren vukua gelen sıfırdan aşağı dereceyi daha teşrinisani içinde gördük. Hakikat, bu hafta şehrimizin menazırı ne hoştu. Bir gecede İstanbul’umuz kar tabakası altına girdi. Ertesi akşam çıkan soğuk her tarafı dondurdu. Sabahleyin saçaklar, billur pareler ile tezyin etmiş, sokaklar, insanın her zaman görmek istediği bir temizlik, bir kuruluk peyda eylemişti. Ziya-yı şems ara sıra tabaka-yı sefid-fama inikâs ile doyulmaz bir letafet meydanına getiriyordu.  Kalın paltonun cebine elleri sokup – paçaların çamur olacağından korkmayarak – hızlı hızlı yürümek gayet tatlı geliyordu.

Mademki yürümekten çekinmeyeceğiz, haydiniz Odeon Tiyatrosu’na kadar bir çıkalım. Zira gazetelerimizin kâffesi, hele karşı yaka refiklerimiz, oraya yeni gelen Fransız tiyatro kumpanyasını methede, methede bitiremiyorlar. Hem akşamki oyun “Narsisin Zevcesi” ismindeymiş. Fevkalade mükemmelmiş. Seyredenler kahkahalarla gülmekten harap oluyormuş diyorlar. Muzikası gayet ruh-avermiş, elhasıl birçok imiş ! İmiş!!

(…)

 

Suriye’de Bir Cevelan

-Defter-i seyahatten muharreç sayfalar-

-Sent Vapurunda: 6 Teşrinievvel Pazar –

Vapurda yirmi saat daha misafirim. Yarın öğle vakti Beyrut’a dahil olacağız. Suriye’nin birinci limanı olan Beyrut’u yedi, Şam-ı Şerif’i ise tamam on yedi sene müfarekattan sonra göreceğim. Çocukluğumuzun en tatlı avanını geçirdiğim Şam şehrine takarrüp eyledikçe garip, fakat latif birçok hissiyatın zebunu oluyorum. Dün öğle vakti İzmir’den hareket ederek saatte on dört mil süratle Adalar Denizi’ne doğru akıp giden vapurumuzun güvertesinde birtakım çocukların koşuştuklarını, oynadıklarını gördüğüm zaman babamla beraber Şam’a ilk gidişimizi tahattur etmedim miydi? O vakitten beri tamam yirmi bir sene güzeran eyledi, ben henüz sekiz yaşındaydım. Ne uzak, ne tatlı hatıra!

(…)