-51-
Tenkit Hakkında
Tevfik Fikret Bey evvelki hafta intişar eden Servet-i Fünûn’a yazdığı musahabe-i edebiyede “Bizde hafta-i edebi yazılabilir mi, yazılamaz mı?” sualine nefiy ile cevap vererek:
“Hayır, bizde edebî sıfatın, bu şayan-ı hürmet sıfat-ı ulviyenin mahiyet-i refikasını rencide etmeyecek, o kudsi mahiyet-i refikaya tamamıyla tevafuk edecek bir “hafta”, bir “icmal”, bir “hülasa” hâsılı ne isimde olursa olsun bir makale-i intikadiye yazılamaz; çünkü… Çünkü işte yazılamıyor.
Bazı netayiç vardır ki esbabı tahdit edilemez, o kadar çoktur. İşte bu da o neticelerden biridir. “Yazılamaz çünkü yazılamıyor.” Deriz. Bu “yazılamamak” hali “yazılamaz” hükmü için bütün bir küme için esbab-ı mucibe yerine geçer. İsterseniz siz o sebepleri arayın.”
diyor. Terakkiyat-ı edebiyemize Tevfik Fikret Bey’in istediği gibi makalat-ı intikadiyenin ne derece mühim bir müessir olacağını tahmin ettiğim için bizde tenkit yazılamamasını büyük bir noksan addedenlerdenim.
(…)
[1] Bir Arap şairinin Endülüs’te gördüğü hurma ağacına hitaben bir manzume inşat ettiğini mekteb-i kemalinde feyz-yab olduğum bir üstad-ı edep bana on on iki sene evvel hikâye etmişti. Manzumeyi görmedim. Şu şiir-i naçiz ta o zaman gönlümde uyanan hissiyata güya şimdi tercüman oluyor.
-12 Kânunusani, 1314-