Muarefemiz pek sade, pek tabii surette bed’ etmişti. Muhabbetli birer nazar bizi birbirimize dost edivermişti. İptida çekiniyor, yanıma kadar sokulamıyordu. Güle güle beş altı adım atıncaya kadar gelir, kocaman beyaz kapelasının altına yığılan fistoların tentenelerin altından parlak nazarını muhterizane, muhibbane atfeder, artık pek adım atamaz, bir, nihayet iki, dururdu. Gülerek eğiliyordum. Tutmak için uzattığım elim boşa gider, korka korka bir iki adım geri çekilir tekrar yaklaşmak için başımı çevirmemi beklerdi. Nihayet bir gün cesaret etti. Bir azm-i kavi ile ağır ağır geldi. Yumuk yumuk parmaklarının içinde sıktığı gece sefalarla nergisleri avucuma bıraktı, kaçtı gitti.
(…)
Ayastefanos, 17 Eylül sene 312
Muharriri: Uşşakizade Halit Ziya
[273 numaradan beri mabad]