-25-
Eser-i Edebî
Bu yalnız burada, yalnız bizde değil, her yerde hatta Fransa’da hatta bütün âlem-i edipte böyle olmuş, böyle oluyor ve böyle olacaktır: Bir eser-i edebî intişar edince ondan bahse herkes kendinde bir salahiyet-i gayr-i mahduda bularak en muteber münekkitlerden en fikirsiz erbab-ı kıraate kadar herkes o eserin kıymetini kendi derece-i malumatına göre mahkum edecek kendi fikri ve zevkine muvaffakat veya adem-i muvaffakatına göre beğenerek veya reddederek o nev eserler arasında mukayeseler yapıp her birine bir mevki-i ruhban vererek buna iyi, buna fena, birine güzel, ötekine çirkin diyerek tehzil veya tebrikte bir ehemmiyet-i mahsusa bulacak.
(…)
Evkat-ı haliyemde umumi kütüphanelerden birisine gitmek ve matbuat-ı kadimeden olan risail-i mevkute-i musavvere ciltlerine göz gezdirmek merakımdır. Tesadüf ettiğim resimler arasında şarka ve bilhassa memalik-i şahaneye ait olanlar bittabi bana daha hoş gelir. Bir gün yine bermutat bu mecmuaları karıştırırken bir tasvire rast geldim ki saltanat-ı seniyyenin erkân-ı kadime-i memurininden bazılarının bir hükümdar-ı ecnebi nezdinde vech-i kabullerini irae ediyordu. (…)
-Londra’dan-