[Muhbir-i Mahsusumuzun Fotografisinden]
Mührüm yok, parmağımı basarım – Mühür ile parmak nişanesi – Hangisi makbul? – Kudemanın tetkikatı – Müdakkik ve mütevazı, sathi nazar ve mütefahir – Mücriminin eşgali – Hindistan’da maaş koçanı ve parmak nişanesi – Fotografya ile parmak nişanesi arasında fark – Mektup yazılarının zarfa intikali – Defterlerde dikkat – Ressamlarda noksan-ı tetkik – Gölgenin rengi – Kırmızı mı, mavi mi? – Ziya ile gölge birbirinin mütemmimidir.
Bir varakparenin ne büyük muamelata hüccet olduğu hiç düşünülmüş müdür? Malumat-ı beşeriye kâğıt üzerinde mazbut olmadıkça zıya’dan kurtarılamaz. Bu bir hakikattir. Kâğıt üzerine konulan malumatın, yani dünyanın her tarafına gönderilen, oralardan alınan muharreratın bugün nazım-ı âlem olduğu şüphesizdir. Hükümetler merkezden memalik-i sair aksamını teati-i muharrerat ile idare etmektedirler. Bunlar bedihiyattandır.
Bundan başka bir adamın sözünü, taahhüdünü hin-i hacette ispat edecek olan yine kâğıttır. Bir senet, bir mahkemede bir hüccettir. Binlerce liraya mahkûmiyet için medyunun imzasını, mührünü havi bir senet kifayet ediyor.
(…)