-Bir Hayat-ı Edebi-
(…)
Bazı kavimlerin belki de fart-ı hürmet ve mahviyet neticesi olarak kendi meşahiri hakkında daire-i istilaatı pek mahdut kalır. Hele Fransızlar için bu mütalaa hiç de varit olamaz. Onlar hemen her fırsattan bilistifade memleketlerinin gerek mütekaddimin ve gerek muasırın erbab-ı kemalatından bahse pek meyyaldirler. Bir şair veya muharririn son eseri, bir musavvirin yeni bir levhası, bir filozofun küçük bir nutku, bir musikişinasın latif bir teranesi, o musikişinasın, o filozofun, o musavvirin, o şair veya muharririn tercüme-i haline varıncaya kadar- yeniden tetkik ve tarif-i ahval-i hayatiyesine meydan açar. Birçok sayfalar sitayişlerle, muahezelerle doldurulur. Mukayeseler yapılır, hükümler verilir. Ziyaretler, mucavebeler, musahabeler hasılı birçok tekellüfat-ı neşriye ki olsa olsa daha yeni ispat-ı liyakat ve hüviyet eden saha-i iştihara ilk adımını atan erbab-ı iktidar hakkında yapılmaya layıktır. (…)
[Hususi Fotografimizden]