-Bir Hayat-ı Edebi-
(…)
Bazı kavimlerin belki de fart-ı hürmet ve mahviyet neticesi olarak kendi meşahiri hakkında daire-i istilaatı pek mahdut kalır. Hele Fransızlar için bu mütalaa hiç de varit olamaz. Onlar hemen her fırsattan bilistifade memleketlerinin gerek mütekaddimin ve gerek muasırın erbab-ı kemalatından bahse pek meyyaldirler. Bir şair veya muharririn son eseri, bir musavvirin yeni bir levhası, bir filozofun küçük bir nutku, bir musikişinasın latif bir teranesi, o musikişinasın, o filozofun, o musavvirin, o şair veya muharririn tercüme-i haline varıncaya kadar- yeniden tetkik ve tarif-i ahval-i hayatiyesine meydan açar. Birçok sayfalar sitayişlerle, muahezelerle doldurulur. Mukayeseler yapılır, hükümler verilir. Ziyaretler, mucavebeler, musahabeler hasılı birçok tekellüfat-ı neşriye ki olsa olsa daha yeni ispat-ı liyakat ve hüviyet eden saha-i iştihara ilk adımını atan erbab-ı iktidar hakkında yapılmaya layıktır. (…)
“Zihni Paşa Hazretleri”
Ba-irade-i seniyye-i hazret-i hilafetpenahi bu defa teşkil buyrulmuş olan Memurin-i Mülkiye Komisyon-ı Ali’si riyasetine tayin buyrulan devletlü Zihni Paşa Hazretleri’nin bir kıta tasvirleri ile tezyin-i sahife-i mübahaat eyledik. Müşarunileyhin memuriyet-i cedide-i devletlerine müteallik tafsilat bu nüshamınızın kısm-ı siyasisinde münderiç bulunur.
“Hastane”
Kırkkilise’de yeni bir hastahane inşa olunmuştur.
Zükûr ve inas iki daireye münkasım ve kâmilen kâgir olan bu hastanenin zemin tabakası mahrukat ve eşya-yı sakile vaz ve idharına mahsus olup ikinci tabakası depo ve eczane ve muayene odası ile tabip ve müdür ve hademeye mahsus sekiz odayı ve üst katı elli yatak istiabına kafi dört koğuş ve bir salon ve diğer bir oda ile iki sofayı havidir.
(…)
“Madam La Baron Hirş [Baronnes de Hirsch]”
Rumeli Demiryolları muamelatında iştihar ve fevkalade kesb-i servet ve yesar eylemiş ve geçen sene vefat etmiş olan Baron Hirş’in [Maurice de Hirsch] bütün mamelekini zevcesine bırakmış olduğu malumdur. (…)
“Merhum Arif Hikmet Bey”
Kudüs-i Şerif maarif müdürü iken irtihal-i dar-ı beka eden merhum Arif Hikmet Bey, sülale-i tahire-i Hüseyniye’den ve Kudüs-i Şerif eşrafından merhum Musa Paşa’nın büyük mahdumu olup bin iki yüz yetmiş dört sene-i hicriyesinde Kudüs-i Şerif’te tevellüt etmiştir. (…)