';
547. Sayı / 16. Sayfa

Miladi Tarih: 5 Eylül 1901

Rumi Tarih: 23 Ağustos 1317

15. Sayfa
2 Yazı
17. Sayfa
2 Yazı
On Dokuzuncu Asırda İlm-i Hayatın Terakkisi

[Geçen haftadan mabad]

İnsanlar toplanarak cemiyet-i beşeriyeyi teşkil ettikleri zaman herkes daima kendi keyfine göre hareket etmek hakkını kaybettiği gibi hücreler de büyük bir uzviyet teşkil etmek üzere bir araya geldikleri zaman şerait-i içtimai tayin etmeleri lazımdır. Her hücre diğer hücrelerle birleşmekten bulduğu istifadeye mukabil yalnız yaşadığı zamanda haiz olduğu hukuktan bir kısm-ı mühimini kaybeder. Şu kadar ki kesirü’l-hücerat bir uzviyetin hayatı esasen hücrelerin hayatının heyet-i mecmuasından başka bir şey olmadığından hücrelerden her biri hukukundan, az çok, bir kısmını menafi-i umumiye uğrunda feda etmekle beraber kendine mahsus faaliyetini muhafaza eder. Küllün yaşayabilmesi için eczadan her biri bir miktar serbestiye nail olmak lazımdır… Mahlukat-ı uzviye silsilesinde yukarı çıkıldıkça kaybedilen hukukun miktarı tezaid eder. Uzviyet mükemmelleştikçe onu teşkil eden eczadan her birinin diğerlerine     rabıtası çoğalır.

“Hekel”in [Haeckel] protistler zümresi dediği uzviyat-ı iptidaiyede bu şerait-i içtimaiyenin en basitine tesadüf olunur. Burada her hücre yalnız başına yaşar, bütün hücreler birbirlerine benzerler, birinin telef olması diğerlerine pek tesir etmez. Hatta bazen birlikte yaşamaktan vazgeçerek ayrılırlar, her fert yaşamakta devam eder. Fakat bir arada bulundukça bir hücrenin harekatından diğer komşular müteessir olurlar. Carchesium denilen hurdebinî bir mahluk vardır ki bir dal üzerinde içtima etmiş birkaç hücreden mürekkeptir. Hücrelerden biri bazen birdenbire takallus eder, diğerleri de takallus etmeye mecbur olur.

(…)