“Şeyh Sadi”
-Geçen nüshadan mabad-
Mevzumuzdan pek uzaklara kaçmamak için sütur-ı salifeyi şöylece hülasa ederiz: Vesaik-i kadimeye fikr-i millinin şiddet-i irtibatından dolayı ecnas-ı edebiye-i İraniye’nin en güzide nevi, en beliğ ifadesi destandır; ve en parlak asr-ı edebi, tarz-ı destan-seraînin tevessü ettiği ve revnak-pezir olduğu asır hamis-i hicridir. Onu veli eden a’sarda İran edebiyatı büyük bir tahavvüle duçar olur. Evzan-ı Arab’ın envaına tatbik edilen şiir, her asrın ihtiyacatına, ezvakına, mişvarına göre rengârenk numuneler, fakat bazen pek bedii numuneler gösterir. Altıncı ile yedinci asr-ı hicri arasında geçen zaman hususiyle pek mühim ve müşaşadır. Çünkü Hacular, Sadiler, Mevleviler, Dehleviler gibi ekabir-i şuara asrıdır; onların asar-ı muhalledesiyle nişanedardır. Sadematı buruc-ı duhuru sarsan bu asvatın arasında, Sadi’nin savtı refidir, fikrinin teyakkuzu nispetinde refidir, beliğdir, müessirdir.
(…)
-Mabadı var-
Kaymakam Said Bey Merhum Belçika’da ikmal-i tahsil ile pek çok sevdiği ulum ve fünuna, hususiyle riyaziyat ile hikmet ve kimyaya, bunların gavamız ve dekayıkına hasr-ı iştigal etmiş ve hayat-ı kıymettarını bir mütemadi taallüm ve talim haline koymuş idi. Zıya-yı ebedisi memleketimiz için zayiat-ı ciddiyedendir.
[İmza: Diran Çırakyan]
“Neva-yı Sarir”
Cihanın her tarafında neşriyatın tenevvü ve taaddüdü maarif-i umumiyenin tezayüdüyle, efkâr-ı enamın tevessüüyle mütenasiptir. Avrupa’nın kütüphane-i edebisini başlıca işgal ettiğine zahip olduğumuz romanlardan maada tenkidat, eşar, makalat-ı hissiye, makalat-ı felsefiye gibi mebahis-i bediaya cilve-gâh daha nice nice asar-ı ciddiye her gün saha-piray-ı intişar olmaktadır. Bizde edebiyat-ı garbiyenin roman kısmı – şimdiye kadar – pek kasır, ihtiyac-ı fikriyemize pek na-kâfi bir iki tarz-ı tahrire bağlanıp kalmışken şu son zamanlarda birkaç muktedir kalemin mesayi-i ciddiyeleri sayesinde kendine azade bir meslek edinebilmiştir. Eşarımızn takip etmekte olduğu vadide peyderpey vücuda gelen bedayi de meslek-i şiirimizin makul bir tavır aldığını ispat için kâfidir. Mebahis-i felsefiyeye, tenkidat ve tetebbuat-ı fikriyeye, makalat-ı ciddiyeye muhtas olan üslub-ı tahrirde de ne kadar muvaffakiyetle kalem oynatılabildiği ahiren mevki-i intişara konulan “Neva-yı Sarir” itiraz kabul etmez bir surette gösteriyor. Hüseyin Daniş Bey biraderimiz bu eserinde fikir ve üslub-ı mahsusuyla hüviyet-i hakikiyesiyle görülür… Şark ve garba ait birçok nevadir-i efkâra bir mecmu-ı bedi olan ve muhteviyatının pek çoğu tetkikat-ı zatiye semeresi bulunan böyle bir eser-i âlimanenin mütalaasını ciddiyet-perver karilerimize tavsiye etmeyi bir vazife-i kadir-şinasi addeyleriz.
“Dreyfus Meselesi”
Dünyanın her tarafında o kadar merak ve heyecanı mucip olan Dreyfus muhakemesinin hülasa-i mükemmelesini havi musavver kitaptır. Bugün idarehanemizden tevziine başlanıldı. Fiyatı kırk paradır.
Bu Pazartesi Neşrolunacaktır
Bir senelik mükemmel bir takvim ile memleketimizdeki müessesat-ı hayriye-i sıhhiyenin ve altmışa karip meşahir-i etıbba-yı Osmaniye’nin tasvirlerini, bu etıbba-yı kiram tarafından bilhassa kaleme alınmış makalat-ı mütenevvia ve nafiayı, diğer birçok mevadd-ı müfideyi, malumat-ı fenniyeyi, vesaya-yı sıhhiyeyi, hatta letaif ve zeraifi havi olarak Doktor Besim Ömer Paşa tarafından tertip edilmiş mecelle-i güzidedir. 420 sayfadan mürekkep ve 104 adet resmi havidir.
Fiyatı: Dersaadet ve vilayat-ı şahane için 10 kuruştur.