-Mai ve Siyah müellifine-
-6 Nisan 1314-
Zayıf, latif, mini mini ellerin avucumun içinde titriyor. Âdeta o güzel, o ince mavi damarların harelediği gışave-i gül-reng-i taravet altındaki nazik, ince kemikler birbirine çarparak çıtırdıyor, kırılıyordu. Sesimdeki aheng-i ihtizazı hissettirmemek için bir müddet muhafazasına mecbur olduğum sükûtun verdiği hırmanı güzel ellerini sıkarken tazmin etmek istedim. Bir müddet cihet-i initaf olamayan gözlerimin dalgın heva-nişin nazarlarını sema rengindeki gözlerine çevirdiğim zaman, ah! O derya-yı kebud-ı hub ve perestişi ne kadar derin, ne kadar fırtınalı gördüm. Kalbimi zaten bir fırtına muhabbeti ile teshir eden muhabbetin o mecv-a-mevc , o lerziş-aver bakışların ile ne kadar müzdad oldu.
(…)
-10 Nisan 1314-