Kays Amiri Hikâyatından
[İmza: Diran Çırakyan]
Muharriri: Abdullah Zühdü Bey
Nezahat-i ifadesi, selaset-i beyanı, gayret-i fevkalade-i tahririyesi ile bihakkın temeyyüz eden Abdullah Zühtü Beyefendi’nin asarını cami olmak üzere “Rehgüzâr-ı Matbuatta” ünvan-ı umumisi altında tertip edilen külliyat-ı nefisenin birinci ve ikinci cüzleri ziynet-saz-ı matbuat oldu.
Abdullah Zühtü Bey şu son senelerin mücadelât-ı edebiyesine asla iştirak etmeksizin kendi köşe-i say ve iktidarında tahrir-i asara himmet ederek temeyyüz etmiş bir sahib-i kalemdir ki eserlerini seve seve okumamış bir kariye şimdiye kadar tesadüf olunmamıştır denilirse pek munsıfane bir hüküm verilmiş olur.
Hele bu iki nüshada münderiç bulunan küçük hikâyeler – daha sair emsaliyle beraber – Abdullah Zühtü Bey’in tetkik-i kulub-ı beşeriyedeki nüfuz-ı nazarını, muvaffakiyet-i tasvirini pek bedihi bir surette gösterir. Bilinemez, Abdullah Zühtü Bey’in hame-i selaset-perverinde nasıl bir kudret vardır ki en adi bir mevzudan, mesela bir “[?] buğday”cıdan, bir “sebil”ciden bile bahsettiği zaman bunlarla dikkat-i kariyi silsile-i beyan-ı rakikine esir eder ve ekseriyetle bir iki gözyaşı da döktürür. Zannederiz ki bir eser için bundan iyi bir kelime-i sitayiş, bir medar-ı iftihar olamaz: samimiyet. İşte Abdullah Zühtü Bey’in itina ile yazılmış olan bu küçük hikâyelerinde bir romancı için en lazım faziletlerden madut bulunan bu haslet kemaliyle tecelli etmiştir. Gayur muharriri bu muvaffakiyetinden dolayı kemal-i şevk ile tebrik eder; kütüphane-i edebîmizi böyle kıymettar bir eserle tezyine himmet ettikleri için de arz-ı teşekkürat-ı mahsusa eyleriz.