Sevkülceyşin Vaterlu [Waterloo] muharebesinden beri gösterdiği tebeddülat şayan-ı dikkattir. Zamanımızda harekât-ı askeriye – ihtiraat-ı cedide ve terakkiyat-ı medeniyeden istifade olunarak – o derece süratle icra edilmektedir ki bu asır iptidasındaki sevkiyat-ı askeriye ile mukayese edilse izhar-ı hayret olunmamak elden gelmez. Esna-yı seyrüseferde sürat-i fevkalade ile lazım gelen yerlere şimendiferler tesis edilmek üzere ordularda ayrıca şimendifer bölükleri teşkil olunmuş ve bu bölüklerin sevkülceyş nokta-i nazarından temin eyledikleri istifadeler askerî manevralarında görülmüştür.
(…)
Hükemadan bazılarının kavlince âlemde yeni bir şey yoktur ve vukuat-ı tarihiye tekerrürden ibarettir. Filhakika beniâdemin hilkaten haiz olduğu hissiyat ve istidat dairesi haricine çıkması imkânı varit olmadığı gibi mahal ve mekân, arz ve iklim, terbiye ve teamülün ol bapta hüküm ve tesiri dahi sathi ve mahduttur. Şu hâlde muamelat-ı beşeriyenin esasen tagayyür etmemesi ve ezmine-i muhtelife beyninde müşahat ve münasebet-i tamme bulunması tabii görünür. Mesela sair mahlukattan tefrikini ve kâinat meyanında mümtaz ve ali bir mevki ihraz etmesini bâdî insanda bir meyil mevcuttur ki o da bi-had ve payan-ı hırs ve âmâle malik olması merkezindedir. Her nevi terakkiyatın menbaı ve feyz ve ümranın hikmeti olan bu meyl-i mine’l-kadim mübalağa şeklini iktisap ve gurura tahavvül ederek nev-i beşerin acziyle gayr-i mütenasip nice nice iddialara meydan vermiştir.
(…)