Japon Kadınları
İhtimal ki bu aksa-yı şark cezire-nişinlerinin o kadar zarif ve rakik olan sanatkârlıklarına muhabbetimdendir, nerede Japonya’ya ait bir satır görsem okumadan geçmem… Bu hafta bir risalede “Japon Kadınları” diye güzel bir bent okudum, mealini muhtasaran şuraya naklediyorum.
Japon kadınları deyince göz önüne iptida bir yelpaze, sonra balmumundan bir çehrede çekik iki göz, daha sonra ortasından büyük geniş bir kuşakla sıkılmış bol bir kumaş yığını gelir. Bu heyet-i mecmuada öyle garip bir tenasüp vardır ki insan teferruatın nispetsizliğiyle meşgul olamaz. Her kadın üzerlerine top top kumaşlar sarılmış bir kukladır. Kendilerini yalnız resimlerinden tanıdığımız bu kuklaların o şişkin etekle, o rüzgârlı yenlerle mümkün değil hareket edemeyeceklerini zannederiz; değil mi? Hâlbuki Japon evlerinde her iş kadınlarındır.
Ailelerin erkek çocuğa olan rağbet ve muhabbeti ev işlerinin tekmil ağırlığını kızlara tahmil etmiş; en çetin, en muzic, en kirli hizmetler o zayıf ellere bırakılmıştır. Bir kız iş görecek sinne gelir gelmez evinin gedikli bir hizmetçisi olur. Doğan çocukları yatırmak, kaldırmak, temizlemek, yedirmek, içirmek gezdirmek… Bu gezdirmek bazen sabahtan akşamlara kadar arkadan taşımak demektir. Hepsi, hepsi küçük Japonezin vezayifidir. Biçare, kardeşlerinin dadılığını ettiği kadar evin işlerini de görmeye mecburdur; bunun için ekser geceler uykusunu feda eder.
(…)
Müellifi: Pol Burje [Paul Bourget]
Mütercimi: Ahmed İhsan [Tokgöz]
[409 numaralı nüshadan beri mabad]