';
548. Sayı / 9. Sayfa

Miladi Tarih: 12 Eylül 1901

Rumi Tarih: 30 Ağustos 1317

8. Sayfa
3 Yazı
10. Sayfa
2 Yazı
On Dokuzuncu Asırda İlm-i Hayatın Terakkisi

[Geçen nüshadan mabad ve hitam]

Jenerasyon İspontane 

“Jenerasyon ispontane” uzviyatın bazı şerait tahtında, – daha evvelce yaşamış bir cism-i uzvîye hacet kalmaksızın – madde-i gayr-i uzviyeden teşekkül edebilmeleridir. Pek eski zamanlardan beri herkes jenerasyon ispontanenin mümkün olduğu fikrindeydi. Zamanında tabiatı en iyi anlayabilmiş olan Aristo bile ecsam-ı uzviyenin, tenasül-i tabii ile bir yumurtadan yahut tohumdan çıktığı muhakkak olmakla beraber bazen fevkalade olarak madde-i gayr-i uzviyeden de teşekkül edebileceğini kabul etmişti. 

Jenerasyon ispontane fikri on yedinci asra kadar hemen bila-itiraz münteşirdi. 1638’de Redi bir et parçası bir tül içerisinde muhafaza edilirse üzerinde böcekler hasıl olmayacağını ve bu surette muhafaza edilmemiş olan etlerin üzerinde yetişen böceklerin de sinekler tarafından bırakılan yumurtalardan çıktıklarını göstererek jenerasyon ispontane fikrini sarstı. Ondan sonra Harve de – yukarıda yazdığımız- meşhur kelamıyla o fikri reddetti. 

Fakat hurdebînin keşfiyle o vakte kadar meçhul olan birtakım uzviyat-ı sagirenin görülmesi “jenerasyon ispontane” için tekrar taraftarlar peyda etti. 

(…)

[*] Bu makalede istimal olunan şahıs kelimesi yalnız insana raci değildir. İster bir hücre ister birçok hücrelerden mürekkep olsun yaşamak hassasını haiz her bir uzviyet bir şahıstır. İnsan bir şahıs olduğu gibi ilm-i hayatta bir deve, bir meşe ağacı, bir protist de birer şahıs addedilirler. 

 

Ayastefanos’ta Yarış: Ayastefanos Yat Kulüp Bahçesi (Üstte)
Kulüp İskelesi (Altta Sağda)
Birinci Gelen Balık Kayığı (Altta Solda)
Lisan Dersleri

Lisan derslerinin takibinde ve hüsn-i neticeye isalinde öteden beri giriftar bulunduğumuz müşkülatı muhtasaran teşrih etmiş ve mektep tedrisatının cihet-i fikriye ve fiiliyesinde vukuf-ı kâmil sahibi bir İngiliz mualliminin delaletiyle bu baptaki tarik-i selametin tarik-i tahlil olduğunu irae etmiş idim. Bu ehemmiyetli mesele hakkında ehl-i iştigal ve iktidarın reylerine muntazır bulunduğumu arz etmiş idiysem de maksadı ikmal için bu tarik-i cedide göre lisan derslerine nasıl bir suret verileceğini bilfiil göstermek, bu veçhe ile meseleyi bilamel tatbik etmek lazım geldiğinden bu makalede yine o İngiliz mualliminin efkâr-ı sabitesine müstenit bir esas-ı tedris, bir bina-yı tedris vücuda getirmek yolunda bir iki söz söylemek istiyorum. 

(…)