İktisad-ı İçtimai
-4-
İktisad-ı içtimai bir ilim midir, bir fen midir, sual-i mühiminin cevabı zannederiz ki tafsilat-ı mebsutadan kolayca istinbat edilir.
Tafsilata girişmeyerek şu kadar söyleyelim ki nazarımızda ilim âlem-i hakikatin tetkiki, gerek mazide gerek hâlde mevcut olan şeyin muayenesi demek olup fen ise bir âlem-i hayalî icadı için bir gayret yahut hiç olmazsa hâlihazırdan daha iyi olması lazım gelen ve olabilen şeyi tayin ve tarif için bir tecrübedir. Pekâlâ, acaba iktisat-ı içtimai mevcut olan şey ile mi yoksa mevcut olması lazım şey ile mi meşgul oluyor?
Buna derhâl bir cevap verebiliriz: İktisad-ı içtimai hem biri hem diğeri; hem hakikat hem hayal ile meşgul olmalıdır. O hâlde hem ilimdir hem fendir. İktisad-ı siyasi dahi bu iki sıfatı birden cami, iki ciheti birden havi değil midir? Biri hâlde ve mazide hadisat-ı iktisadiyeyi tetkik eden ilimdir; diğeri -mümkün olduğu kadar nafi bir surette tekemmül etmesi için ne yapmak lazım olduğunu göstererek- istikbali tayin için ilimden istiare eder. İktisad-ı içtimai hakkında niçin böyle olmasın? Bu nokta-i nazardan iktisad-ı içtimaiyi tefrik için bidayetten bir sebep görülemez.
(…)
Mehmed Rauf Bey’in Eylül romanı gelecek hafta hitam buluyor. Bunu müteakip Mai Düşes tercümesinin de muntazaman neşriyle pek az bir vakit içinde arkası alınacaktır.
Servet-i Fünûn Mai Düşes’ten sonra edib-i şehir Halit Ziya Beyefendi’nin:
Kırık Hayatlar
unvanıyla yazmaya başladıkları bir romanı tefrika etmeye ibtidar eyleyecektir. Biz de roman ve hikâye kelimeleri yad edilince zihinlerde derhâl Halid Ziya namı vücut bulur. Filhakika Halit Ziya Beyefendi müteaddit asar-ı nefiseleriyle memleketimizde romancılığın tesisine en ziyade himmeti sebk etmiş üdebamızdandır. Ahiren gazetemiz için suret-i mahsusada yazdıkları:
Kırık Hayatlar
Romanı ise Mai ve Siyah ve Aşk-ı Memnu müellifinin bu güzel eserleri kadar karilerimizin mucib-i memnuniyeti olacağına eminiz. İşte bu ümit ile Servet-i Fünûn şu ziyafet-i edebiyeyi şimdiden karilerine tebşire müsaraat ediyor.
Senin semalarının mebde-i hayalîsi
Hudud-ı layetenahiyetin nihayetidir;
Seninle nağme-i şiirimde böyle mevcelenir
Uzak sitarelerin musiki-i leylisi.
(…)