Âlem Matbaası şeriklerinden Mustafa Nuri Efendi üç mahtır müptela olduğu illetten rehayab olamayarak Pazartesi günü irtihal-i dar-ı beka ettiğinden umum matbaamız heyetiyle gazetemiz idaresi bu hafta garik-i esef ve matem bulunuyor. Merhum Mustafa Nuri Efendi matbuat-ı Osmaniye’nin eski müntesiplerindendi. Otuz sene evvel müretteplik sanatına süluk etmiş ve pek çok zamanlar bu sanatı icradan sonra 1302 senesinde Âlem Matbaası’nı tesis eylemişti. Bu matbaa 1302 senesi gazetemiz sahibi Ahmet İhsan ve diğer matbaa şeriki Asım Beylerin inzımam-ı iştirakiyle tevsi ve tanzim edilmiş ve “Âlem Matbaası – Ahmet İhsan ve Şürekâsı” bu suretle teşekkül etmiştir. Servet-i Fünûn’un Ahmet İhsan Bey tarafından tesis ve neşri matbaanın teşekkülünden bir sene sonra olduğu cihetle bugün gaybubet-i ebediyesine eşk-riz olduğumuz muhterem şerikimizle tamam on sene arkadaşlık etmiş oluyoruz. Bu kadar müddet zarfında sevgili arkadaşımız matbaada hiç kimseyi incitmemiştir.
(…)
-1-
Müsaade eder misiniz? Zihnimin içinde size söylenecek şeyler var. Bunlardan mini mini bir hasbihal yapayım. Size biraz da lisandan, mesele-i lisandan bahsedeyim. Etrafında o kadar gürültüler yapılan bu mesele-i müebbede için varsın benim de hame-i zaifimden bir küçük avaz işitilsin.
Mesele-i müebbede! Evet, yalnız hatırat-ı zatiyeme binaen bir tarih tayin etmek lazım gelirse yirmi senden beri devam eden bir mübahase ki gittikçe inşiab ve teşevvüş edişine bakılırsa imtidadı nisbetinde bir neticeye isal edilebilmek ihtimalinden uzak kalıyor. Hemen bütün erbab-ı kalem hokkalarını bu bahsin üzerine boşalttılar; bir umman, siyah bir umman vücuda geldi ki bütün hakayıkı hizab-ı kesifine boğarak azim siyah dalgalarla yuvarlanıp gidiyor.
(…)