-3-
Edebiyat ve Ahlak
Bir sanatkâr bir vaiz değildir. Bidayet-i emrde pek sade görünen şu mesele edebiyat-ı umumiyece birçok ihtilaflara badi olmuştur. Çünkü edebiyattan tehzib-i ahlaka ve tenevvür-i efkâra hizmet gibi maksat beklemek minel kadim zihinlerde caygir olagelmiştir. Hâlbuki ahlak başka, edebiyat başkadır. Fakat şu fikrin su-i tefsir edilebilmesinden ihtirazen şunu da ilave edelim ki edebiyat ile ahlak ayrı ayrı şeylerdir demekle edebiyat ahlaksızlıktır demek kastolunmaz. Yalnız edebiyatı kavaid-i ahlakiyenin neşr ve işaası için vasıta ittihaz etmek doğru ve iyi bir şey değildir denilmek isteniyor.
(…)
Yine Amerikalılar, yine onlar!… gözünüzün önüne getirin: Güzel güzel güzel giyinmiş, dilber dilber dilber bir Paris bebeği size doğru geliyor; bütün zerafetiyle, bütün şuhluğuyla, bütün hararetiyle, bütün rayihasıyla, tüyleriyle, ipekleriyle, tülleriyle, dantelleriyle etrafa bir hale-i tiraje-gûn-ı emel savurarak yürüyen bir genç, güzel Parisli kadın ki size doğru geliyor.
(…)