On gün kadar devam eden küşade havaları yine soğuk yağmurlu günler takip eyledi. Yirmi dört saat evveli kuruluğuna, temizliğine bayıldığımız sokakların cüzi yağmurla o kadar çamurlandığına insan bir türlü hayıflanmaktan kendini alamıyor. Hakikat! On gün evvelki sürekli yağmurlar caddeleri, sokakları ne güzel yıkayıp temizlemiş. Ondan sonra arz-ı didar eden güneşli hava sayesinde her taraf ne de iyi kurumuştu. O güzel eyyama tesadüf eden Cuma ile Pazar -İstanbul’un kışlara mahsus cevelangâhı bulunan- Beyoğlu ne parlak oluyordu. Bon Marşe’nin [Bon Marche] önü birbirine çitişen arabalarla dâhilen camekânların arası ise seyircilerin izdihamı ile hareket-i daimesinden mahrum kalıyor. Büyük caddelerde dahi erbab-ı tenezzühün cereyanı görülüyor. Duvarlarda görülen ilanları Şişli’de çiçekli bahçeli bir gazinonun açıldığını o akşam Fransız tiyatrosunda Toledad [L’Enlevement de la Toledad] piyesi verileceğini, elbiseye (enbise ?) ihtiyacınız varsa Teryeng mağazasına müracaat lazım geldiğini celi hutut ile enzara nümayan eyliyordu.
(…)