“İspirto bugün, kaht ve taun ve muharebe gibi üç bela-yı tarihîden ziyade iras- hasar ediyor; kaht ve taundan ziyade itlaf-ı muharebeden ziyade ihlak etmektedir; ihlak ve itlaftan ziyade tesir etmekte yani iffet ve namusu paymal eylemektedir.”
Meydan-ı marekede mecruh düşen yahut şehit olanların adedi gözümüze tesadüf etse o anda rikkat ve ihtisasatımız uyanır. Nev-i beşere muhtelif zamanlarda savlet eden kaht ve taun ve kolera gibi üç bela-yı mühlike dair vakayi ve hikâyatı okuduğumuz zaman helak ve telef olanların adedi bir dehşet ve haşyet ile gözlerimize çarpmaktadır.
(…)
İşte bu bela, “küul” ve ika ettiği maraz “dai küul”dur ki kâffe-i sükkân-ı medeniyet nispetinde terakki eylemektedir. [*]
[*] “Küul” el-kühul şeklinde Arapların vaz eyledikleri bir kelime, bir ıstılah olup nispeten yeni ise de mevzu-ileyhi olan madde ile tesemmüm pek eskidir. Kadim Yunanilerle Romalılar nezdinde “da‘-i küul” malumdu; Atina’da hükema-i Yunaniyeden Solon sekrin mehalik ve mazarratına o derece kaniydi ki vazettiği kanun su katılmamış şarap satanları şiddetle mücazatlandırıyordu. O zamandan beri kavanin-i beşeriye ne kadar tahavvül eylemiştir; bugün şaraba su katan, harama helal karıştıran Avrupa’da şiddetle tecziye olunuyor!
Da‘-i küul harikten daha müthiş, kuduzdan daha mahuf, veremden daha mühlik ve emraz-ı sariye ve müstevliyenin kâffesinden daha ziyade muharrib bir beladır.
(…)
İspirto ne şekilde olursa olsun daima bir semdir.
En ziyade halis olan şarap ispirtodan 45 gram dört kiloluk bir tavşana zerk edilecek olur ise hayvan derakap ölür. Eligün Hastanesi’ne kabul olunan 478 alkolikten 133’ü şaraptan, biradan, siderden [cider] başka asla bir şey içmemişlerdir.
(…)
Bunlarda en ziyade şayan-ı dikkat cihet “sebat-ı nazar”dır. Azalatın şiddet-i takabbuzu ile alında birçok çizgiler, buruşukluklar husule gelmiş ve bu hâl simaya hüzn-engiz bir manzara vermiştir.
Bir bekri simasında olan şu kadının gözleri açık ve yüzünün alt tarafı çekiktir. Simasının heyet-i umumiyesi yeis ve füturu, merak ve endişeyi, hüzün ve kederi göstermektedir.
Ayyaş gayet şedit ve defaten infialat ve ihtirasata müstaittir. Lakin yüzdeki azalatın tagayyüratından dolayı sima infiale karşı sabit bir hâlde kalır.