Emile Zola’nın Son Romanı: Fekondite [Fecondite]
“Her fazla adam bir fazla kuvvet, bir fazla ümit demektir.”
Sayfa: 101
Bu bir roman değil, bir cihan; insan içinde kaybolabilir. İnsan bu yedi yüz elli sayfalık romanı okurken kendini o gürültülü Paris’te zannediyor; orada başlıyoruz, muharririn bize tanıttığı aileler arasında, Zola’nın o kendine mahsus kudret-i tasviriyle bizi kaldırıp fırtınaları arasına attığı Paris halkı arasında onlarla birlikte yaşıyoruz. Ne sihr-engiz bir kuvvettir bu ki bizi olduğumuz yerden alarak, bütün buradaki alakalarımızı, rabıtalarımızı, hayatımızı, hüviyetimizi unutturarak bir kalın kitabın sayfaları arasında başka bir hayata, başka bir cihana götürüyor, oraya sokuyor, orada yaşatıyor!
Romanın intişarını haber aldığım zaman hakkında yazılan mütalaaları, sonra kıraattaki zevkime halel gelmesin diye okumadım; zira çok kere, henüz okumadığım bir kitap hakkında yazılmış bazı tetkikattan aldığım fikir ile onu mütalaaya başlamış ve nadim olmuştum. Romanı hülasa etmek lüzumunu hissedince fikrim teşevvüş etmemek için, yine bir şey, hiçbir tenkit okumadım; zaten bundaki fikir o kadar vazıh ki bir çocuk bile hülasa edebilir.
Fakat nasıl? Kitabın sonunda yalnız bir aileden hâsıl olan efrad üç yüze varıyor ve roman yalnız bu aile içinde cereyan etmiyor, daha birçok aileler var, bunların akrabası, evladı, ahfadı var. Beheri yüz yirmi sayfalık altı kitaptan müteşekkil olan bu yedi yüz elli sayfadaki vukuattan hangisini ve nasıl intihap etmeli? Mamafih bize masaldan ziyade muharririn fikri lazımdır ve görüyorum ki yalnız birinci kitap bunu kâfi derecede bize anlatabilecek; bunun için size yalnız kitabı okuyacağım.
Eserin isminden de anlaşılacağı veçhile mesele tevlid-i etfale dairdir. Her zaman şikâyet olunuyor ki bazı memleketlerde tenakus-ı nüfusun birinci sebebi ebeveynin tevlid-i etfalden içtinap ederek muhtelif vasıtalarla bu vazifeyi ihmal etmesi, herkesin çocuk sahibi olmaktan kaçınmasıdır. İşte Zola bu meseleyi alarak kitabında birtakım aileler tertip ediyor, bunların her birini bir sebeple fikr-i tevlidin aleyhinde bulunduruyor. Yalnız Matyo Firuman ailesini o fikre, teksir-i ensal fikrine taraftar bırakıyor.
(…)
Bu nam altında şimdilik iki haftada bir neşredilmek üzere tesis edilen risale-i mevkute-i fenniyenin ilk nüshası zinet-saz-ı saha-ı matbuat olmuştur. Doktor Nikol ve saadetlü Aram Efendi hazretleri gibi mütehassısın-ı fennin makalat-ı müfidesini camidir. Kariin-i kirama mütalaasını tavsiye ederiz. Malum olduğu üzere fünun-ı baytariye zamanımızda tıp derecesinde terakkiye mazhar olduğu gibi mülkümüzün menba-ı servet ve ümranı olan ziraat de nihayetsiz teceddüdat ve terakkiyata nail olmaktadır. Binaenaleyh bu iki esaslı madde hakkında malumat-ı müfideyi havi bulunan bir risale-i mevkutenin neşri cidden calib-i memnuniyettir. Zaten bu gibi asar-ı nafia ve ciddiyeye ne kadar ihtiyacımız olduğunu söylemeye hacet bile yoktur. Şu kadar ki bizde böyle ve şuabat-ı mahsusa-i fenden birkaçına hasredilen mecmualar lüzumu kadar rağbet göremiyorlar. Mamafih bu risale-i güzidenin her tarafça mazhar-ı rağbet ve teşvik olacağına ümidimiz berkemaldir ve devam ve intişarı ehass-ı amalimizdir.
Darülmuallimin ilm-i servet muallimi Mehmet Cavit Bey biraderimiz tarafından mesail-i iktisadiye hakkında en son nazariyeleri havi bu eser ehemmiyet-i münderecat noktasından şimdiye kadar neşredilen asara müreccahtır. Fiyatı on kuruştur. Taşradan Sabah gazetesi idarehanesinde sahib-i eser namına müracaat olunmalıdır.
Birinci kitap
Hayat-ı Muhayyel
Edib-i muktedir Hüseyin Cahit Bey’in bu eser-i nefisi “Edebiyat-ı Cedide Kütüphanesi”nin ilk kitabı olmak üzere mevki-i intişara konuldu.
Üç yüz on beş sayfa
Bedeli on kuruş – vilayat için yedi buçuk.