“Bir erkek zevcesinin yelpazesinde bir düşman görmelidir”
Yelpaze, bu her şeyden evvel mini mini ellerin bir silah-ı işvesi, ulum-ı ahlakiye ile iştigal eden zevatın epeyce dikkatini celp etmiştir.
Dünyada işve ve şuhu ilk kadının ilk tavrıyla vücut bulmuş olacağı cihetle ta bidayet-i beşeriyete kadar irca-yı nazar etmemiz icap ediyor.
(…)
Elmas- Elmasın sahne-i tabiatta suret-i teşekkülü – Suni elmaspareler – Tabiat ve sanat – Ak anber – Ak anberin rayiha-ı kerihe ve latifesi – Ak anberin mikropları – Londra’nın atsız araba şirketi – Elektrik muharrikleri ve makineli arabalar
Esrar-ı tabiat ilim ve marifetle birer birer münkeşif oluyor. Fakat acz-i beşer her yerde noksanını gösteriyor. Sahne-i tabiatta öyle harikalar, henüz idrak-ı beşerin yetişemediği öyle sırlar var ki insan bunların karşısında izhar-ı veleh ve hayretten başka bir şey yapamıyor. Bazen bir hareketin, bir sırrın hikmetini anlıyor. O vakit hem manevi bir lezzet hissediyor hem de akıl ve ferasetiyle mahlukatın eşref ve esadı olduğunu iddiaya hak kazanıyor.
(…)