';
351. Sayı / 9. Sayfa

Miladi Tarih: 2 Aralık 1897

Rumi Tarih: 20 Teşrinisani 1313

8. Sayfa
2 Yazı
10. Sayfa
3 Yazı
Gelecek Zaman Hikâyeleri

Altın Devri

Büyük pederim şeyhuhete yaklaşmıştı. Doksan sekiz yaşında fakat kuvve-i hafızası hemsal olanlara nispetle şayan-ı takdir olup gördüğü vukuat-ı cihanı, işittiği rivayat-ı atikayı birer birer derhatır eder ve intizamına halel vermeden nakleylerdi. Kârdide, vâkıf-ı ahval bir zat olduğu gibi bu mini mini küre-i arzın her tarafını da gezmiş, dolaşmıştır. Henüz devre-i medeniyetin bu derece kemale vasıl olmadığı zamanlar küre üzerinde ömür süren insanların medeniyeti tekemmül etmiş farz eyledikleri hâlde henüz bedeviyet ve vahşet vadilerinde payan olduğuna dair birtakım hikâyeler ve fıkralar da büyük pederimin mahfuz-ı hatırasıdır. Bu hikâyeler ve fıkralar bize o kadar garip görünüyor ki büyük pederimin nakliyatına biraz da hayalat karıştırdığı zehabını hasıl ediyor. Fakat bu rivayatı bilahare tarihin zapt ve kaydettiği vukuat ile tatbik ederek bu geçmiş zamanların ahvalini büyük pederimin tasviratıyla tamamen mutabık oldum. Bir akşam bu zat bervech-i ati idare-i kelam ediyordu:

İnsanlar için oldukça bir maişet ve istirahat temin eden bu derece-i tekemmül ve medeniyet birdenbire istihsal olunamamıştır. Bugün bizim vasıl olduğumuz mertebeye vasıl olabilmek için vahşet, bedeviyet ve nim-medeniyet devirleri geçilmiştir. Bu devirlerde ecdadımız vahşete karib bir hâlde yaşamaktaydılar. Her ne kadar o zamana da bir devr-i medeni ıtlak eylemişlerse de bugün malik olduğumuz esbab-ı medeniye elde bulunmadıkça ne surette istirahatin ve maişetin temin olunabileceğini şimdi biz tahminden aciziz.

(…)

Hindistan Vakayii: Asakir-i Mahalliye-i İngiliziyenin Kıyafeti