3
Metresler [*]
[*] Fransızcadan muktebestir.
Ekseriya vakıadır; ecnebi salonlarında, bir rabıtası olmakla maznun, kibar âlemine mensup bir kadın hakkında dostlarınızdan bazılarıyla mübahase edilirken eğer kendisinin esniyesi mevzubahis olursa “Mahaza filancanın metresidir” cevabı alınır ve bu “metres” kelimesi bu ağızdan bir tükürük ıslağıyla çıkar. Eğer ince, gizli istihzaları sever bir adamsanız ne yapıp yapmalı, bahsi bu hükümcü efendinin kendi sevdalarına naklettirmelisiniz, o zaman yine bu dudaklardan bir raşe-i zaferle: “Evet azizim, o zamanlar ben pek güzel bir kadının, bir kocalı kadının âşığı idim ve …” sözleri sadır olur.
(…)
8
Gustav Flober [Gustave Flaubert ] ve Asarı
-3-
Nazariyat-ı Edebiye ve Felsefiyesi
-Mabad-
Flober lügatnamelerin içinde uyuklayan adimü’l hareke ecsam-ı elfaza bir hareket, bir renk, bir ses, bir musiki vermek isterdi. Bununla beraber kendisi fesahatçilerden değildir, zira bir cümlenin daha veciz daha raid olması için fesahaten fahiş addedilen kaidesizlikleri bi-perva kabul ederdi. Üslupla bu kadar iştigal neticesi olarak Flober sonraları kelimattan havf etmeye başlamıştır. Onları yüz türlü çevirir, muayene ederdi. Bir gün “Buvar ve Pekuşe” [Bouvard ile Pécuchet] romanından arzu ettiği bir sayfayı yazabildiğinden dolayı pek ziyade memnun olduğundan sayfayı daima istimal ettiği kaleminin kağıdı üzerine kemal-i ihtimamla tebyiz ettikten sonra – akşam taamını etmek üzere şehre gitmişti.
(…)