';
436. Sayı / 10. Sayfa

Miladi Tarih: 20 Temmuz 1899

Rumi Tarih: 8 Temmuz 1315

9. Sayfa
4 Yazı
11. Sayfa
2 Yazı
Harp ve Sulh

-3-

Harp Taraftarlarına Cevap

Harbin dehşetli bir musibet teşkil eylediği, medeniyete karşı büyük bir mukavemet demek olduğu, ezmine-i vahşiyenin bir yadigârından ibaret bulunduğu geçen iki makalede izah edilmiştir. Birçok kişiler bu fikirde olduğu gibi birtakımları da bunun aleyhinde idare-i efkâr ediyorlar. Bazıları ise harbin bir musibet olduğunu teslim etmekle beraber bunun zaruri bulunduğunu, sulh-ı müebbedin bir hülya, bir rüya olduğunu söylüyorlar. Dünyadan muharebenin kaldırılması kabil olup olamayacağını ileride göreceğiz. Biz bu makalede muharebe taraftarlarının mütalaatına bakalım.

Harp taraftarlarının delaili şunlardan ibarettir:

İnsanlarda muhabbet-i vataniye hissini besleyecek, tevsi edecek bir şey varsa o da ancak muharebedir. Bir milletin hayatı ordugâhlarda, kışlalarda içtima eder. Yalnız oralarda bir fikir için, vatan için feda-yı nefs hissi öğrenilir. Muharebeye hazırlanmak cesaret ve gına-yı nefs sahibi olmak için yegâne vasıtadır. Bir memleket efradı hayatlarını, servetlerini vatan fikrine fedadan istinkâf ettikleri gün her türlü fezayih ve rezail yol alır.

(…)

İşte muharebe taraftarlarının delaili hülaseten bunlardan ibarettir. Şimdi tetkik edelim:

Evvela vatan fikri mutlaka askere ihtiyaç gösterir mi?.. Hayır, vatan fikrinin fikr-i askerîye merbut olduğunu iddia etmek sahih değildir. Eğer vatan fikri tecavüz ve zabt-i memalikten ibaret ise -askersiz tecavüz kabil olamayacağı cihetle- bunun askerliğe merbut bulunduğu şüphesizdir.

(…)