Tarik-i elem-nak-ı terakkide beşeriyet daima ileriye doğru yürür. Zaman zaman tevakkuflar hatta geriye avdetler bile görülürse de bunlar çok sürmez. Bu istirahat vakitlerinde beşeriyet yeni birtakım kuva-yı muharrike tedarik eder. Bunlardan dolayı peyda olan efkâr ve amal-i cedide beşeriyeti bir gaye-i amale sevk eyler. Bu gayeye hiçbir vakit yetişilemez. O, ufk-ı hayat-ı insaniyette daima parlar, durur.
Mamafih tecrübe ve cereyan-ı vakayie atf-ı nazar edilmeyip de sadece düşünülecek olursa terakki gayr-ı kabil-i vuku bir şey gibi telakki olunur. Çünkü her yerde, her zamanda, her heyet-i içtimaiye dâhilinde galebe eden fikir, muhafazakârlık ve mazi-perestliktir. Her yerde zekâ-yı beşer için mânia olmak üzere birtakım fikirler, birtakım adetler vardır ki bunlara karşı bir şey yapılamaz, bunlara dokunulamaz.
İnsanların bedbaht olması hayat-ı hakikiyelerinin arzu ettikleri bir hayata muvaffak olmamasından ileri gelir. İnsanlar bu arzu ettikleri hayatı istikbalde ele geçebilecek zannetmezler; o hayatın mazide kaldığına, geçip bittiğine zahip olurlar. Bugün, mahv ve münkariz olmuş eski medeniyetlerden kalan rivayat ve menakıba bakacak olsak hepsinde dünyada vaktiyle bütün insanların mütesaviyen mesut oldukları, elem ve kederin meçhul bulunduğu bir zaman görülmüş olduğuna dair bir itikada tesadüf ederiz. İnsanlar ümit ve teselli bulmak için hemen daima o menbaa, maziye teveccüh ederler.
(…)
[*] Fransızcadan
Fransisk Sarse [Francisque Sarcey] Fransa üdebasından olup 1828 senesi Teşrinievvel’inin sekizinci günü Senevaz [Seine-et-Oise] eyaleti dâhilinde Durdan [Dourdan] karyesinde tevellüt etmişti. Şarlmani [Charlemagne] lisesinde tahsil ettikten sonra Darülmuallimine girmişti. Evvela Grenobl [Grenoble] şehrinde muallimlikte bulunmuş ise de gazetelere nam-ı müstear ile yazdığı makalelerden dolayı azledilmişti.
(…)
[425 numaralı nüshamızda resmi münderiçtir]
Fransızların bu defaki ıslahattan sonra “Güstavzede” [Gustave Zédé] namını verdikleri tahtelbahir torpido botun ahiren icra kılınan tecrübesinde meşhut olan netayiç, biraz mübalağat ile işâa olunup, umumun nazar-ı dikkati celp olunmuştur.
Filvâki bu tahtelbahir bot şimdiye kadar inşa kılınan bu sınıf sefainden en ziyade haiz-i mükemmeliyet ve muvaffakiyet olanı olup, matlup veçhile icra-yı harekâta izhar-ı kabiliyet etmişse de fenn-i harp nokta-i nazarından Fransa ahalisinin vukua getirdikleri velvele-i tefahürle mütenasip bir meziyet gösteremediği yine Fransa bahriyesinden malumat ve vukufuyla iştihar eden zevatın tasdikiyle sabittir.
(…)