Ten [Hippolyte Taine] “Tercüme-i Sahiha” hakkındaki izahatını buraya kadar getirdikten sonra “Fakat bu tercüme-i sahiha tercüme-i tammeye sevk eder.” diyerek bunu anlatmak için de “Mesela hayvan hazmeder, dediğimiz vakit hayvanın yalnız hazmettiği malum olur, bu tercüme-i sahihadır. Hâlbuki mide gıdayı hamur haline getirinceye kadar birçok ameliyat vuku bulur ki bunları da tahkik ve irae etmek lazımdır, tercüme-i tamme işte budur.” diyor ve bu usulünü asar-ı sanata tatbik sadedinde şu izahatı veriyor:
“Mesela Rable [François Rabelais] Pantagruel namındaki eserini yazmıştır.” diyoruz. İşte bir vaka; bununla gözümüzün önüne hemen tirşe ciltli altı yüz sayfalık bir kitap ile içindeki vakayi gelir. Fakat bu zahiri vakanın etrafında bir sürü meçhulat vardır ki asıl onları bulmalıyız. Rable’nin felsefesi nedir? Nasıl muhakeme edermiş? Muhayyilesinin nevi ve mikyası neymiş? Dimağında efkâr ve hayalat nasıl bir intizam ve nispet ve ne derece şiddetle teselsül eylermiş? Tuhaflığı neden ibaretmiş? Bunda felsefesinin, ihtiyatının, mizacının ne tesiri varmış? Yazdığı kitap ile zamanının ahlakı arasındaki mutabakat ne dereceymiş? Bunda levsiyat ve saire niçin o kadar çok tasvir edilmiş? Müellifin üslubu nedir? (…)
[Tafsilatı geçen nüshamızın Kısm-ı Siyasi’sinde münderiçtir.]