Edebiyat ve Hukuk [*]
[*] Fransızcadan
Edebiyat ile hukuk aynı zamanda aynı safahat-ı tekamülden geçerler. Faraza edebiyatta hakikatperestlik mesleği hüküm-ferma olduğu bir devirde nazariyat-ı hukukiyede dahi aynı temayülat görülür. Bu tevafuk ve münasebeti müeyyid emsile cümlesinden olmak üzere Fransa’da 1850 ve 1885 seneleri arasında geçen müddet irae olunabilir. Bu otuz beş senelik zaman zarfında Fransız edebiyatında realizm, natüralizm isimleriyle yâd edilen meslekler, güzeli hakikate, sanatı ilme münkad bulundurmaya say ediyorlardı. Romanlardan şahsiyet kalkarak bunlar bir mecmua-i vesaik hâline geliyor; tiyatrolardaki vazi ve itibari birtakım kavaid mehcur kalarak bir eser sahne-i temaşaya konulacağı zaman mümkün olduğu kadar hakikate takarrüp ediliyor; tarih, tetkikat-ı muşikâfane içinde tebahhura dalıyor; tenkit mümkün olduğu derecede tahlilî, ilmî olmaya çalışarak imkan mertebesinde bi-tarafiyeti muhafaza eyliyor; şiir bile ilimden, hayat-ı yevmiyeden mülhem oluyordu.
(…)