';
526. Sayı / 4. Sayfa

Miladi Tarih: 11 Nisan 1901

Rumi Tarih: 29 Mart 1317

3. Sayfa
2 Yazı
5. Sayfa
2 Yazı
Tetkikat-ı Edebiye

Alfred Dö Musse [Alfred de Musset]

Şiirleri [1]

Kendisi şiirlerine mukaddime olmak üzere sonradan yazdığı bir sonede “Bu kitap benim bütün gençliğimdir,” diyor; vakıa on sekiz yaşında ilk eserini neşretmiş ve otuz yaşından sonra nadiren ve ehemmiyetsiz birkaç eser yazmış olduğu, gençliği ile beraber şiiri de terk ettiği için şiiri sırf gençliğidir; ve gençliği ise o kadar aşk ve sefahate mevkuf ve münhasır geçmiştir ki bu kitap onun bütün aşkıdır, denilebilir: Fakat yalnız onun değil herkesin gençliğidir, ve o kadar umumi bir surette aşk ve ihtirastan ibarettir ki her gencin aşkıdır: Birçok şairlerin olduğu gibi bir zamanın değil, bütün zamanın gençlerinin aşkıdır. Ve Musse için bundan büyük bir medih olamaz zannederim. Fakat gerek hayatıyla, gerek şiirleriyle bu methe ne kadar istihkakı vardır! Evet, Musse’nin eserleri bütün sevenlerin kitabıdır, o sırf bir aşk şairidir.

 (…)

[1] Alfred de Musse’nin külliyat-ı asarı şiirleri, hikâyeleriyle mudhikelerinden ibarettir. Bunlar Şarpantiye tarafından dört şekilde tab edilmiştir. Evvela şiirleri İlk Şiirler ve Yeni Şiirler namıyla iki, mudhikeleri üç, hikâyeleri iki, romanı bir, ve vefatından sonra neşredilen asar-ı bakiyesiyle edebiyat ve tenkite ait olmak üzere iki ki ceman on cilt olarak üç buçuk franklık takımda. Saniyen musavver olmak üzere meşhur ressamlar tarafından resim ve hakk edilen resimlerle ve müellifin tasviriyle müzeyyen olarak cildine ve resimlerin azlığına çoğuna göre yirmi sekiz franktan on franka kadar tekmil külliyat bir cilt. Salisen küçük kıtada cildi dört frank olmak üzere yedi cilt ki bunlar da musavver olup her ciltte müellifin başka bir tasviri vardır. Ve en nihayet yine musavver olmak üzere büyük kıtada beşer yüz sayfalık beş cilt ki beheri ecza yedi, mücellet on franktır.

Yunanistan’da Serigo Adası Kurbunda Ka’r-ı Deryada Keşfedilen Heykel

Yunanistan’da Serigo Adası kurbunda ka’r-ı deryada keşfedilen bu heykel vaktiyle Yunanistan’dan Roma’ya nakil olunurken sefinenin gark olması üzerine  nabedid olan asar-ı bediadan biridir ki sanayi-i nefise nokta-i nazarından haiz olduğu kıymet pek bâlâdır. Cezire-i mezkure civarında dalgıçlar vasıtasıyla taharriyata devam edilmekte olduğu cihetle daha bir çok asar-ı nadire-i sanata destres olunacağı ümit ediliyor.

Musahabe-i Edebiye: 74

Edebiyatın Ulum ve Fünuna Tesiri [*]

Ulum ve fünunun edebiyat üzerindeki tesirini tetkik ve mütalaa edildikten sonra edebiyatın ulum ve fünuna karşı bir tesiri olup olmadığını taharri etmek iktiza eder. Edebiyat ile ulum ve fünun ayrı ayrı birer gaye takip ederler. Birisinin hedef-i amali güzellik, diğerinin hakikattir. Mamafih bundan, edebiyatın insanda zevk-i bedii hissini peyda etmeye çalıştığı sırada irfan-ı beşerin netayiç-i müktesebesine ehemmiyet  vermeyeceği manasını çıkarmamalıdır. Bilakis edebiyat netayiç-i ilmiyeyi nazar-ı dikkatte bulundurmaya ve zamana göre, zevk-i şahsiye göre hakikate, yahut hakikate müşabih şeylere büyük bir kısım tefrik etmeye mecburdur. Diğer taraftan ulum ve fünun dahi bizi ihata eden zalam-ı cehli tenvire uğraştığı esnada sanatın hüsn-i tebliğ ve ifade için edebiyata iare ettiği intizam ve zerafeti ihmal edemez. Ulum ve fünun da zamana, zevke, mevzua göre, tenvir ettiği fikirleri -hâl-i teyakkuzda bulundurmak için- sihr-i ifadesiyle meclup etmeye mecburdur.

(…)

[*] Fransızcadan