';
497. Sayı / 11. Sayfa

Miladi Tarih: 20 Eylül 1900

Rumi Tarih: 7 Eylül 1316

10. Sayfa
2 Yazı
12. Sayfa
2 Yazı
Esmar-ı Matbuat

-11-

Gabriel Danunçiyo’nun [Gabriele D’Annunzio] yeni romanı – Mevzu-ı hikâye – Bais olduğu münakaşat – Bir mesele-i sanat – İtalyalı Anriko Penzaci’nin mektubu – Fransa üdebasından Marsil Pırevö’nün [Marcel Prévost]  mütalaatı – Netice-i karar – İmtihanlar – Matbuat sütunlarında cereyan eden mübahesat – İmtihanların menafi ve mehaziri – Mualliminin notları – Bakalorea – Hakk-ı cehalet – Şehadetnamelerin aks-i delaleti – Larome [La Rome] ve Zola [Emile Zola]  – Fesat-ı Ahlak – Heyât-ı mümeyyize – Almanların terakkiyatı – İklim – İstidadat-ı tabiiye – Terbiye – Yeni Almanya

 

Gabriel Danunçiyo’nun [Gabriele D’Annunzio], bu İtalyalı edib-i sanatverin Ateş-i Aşk yahut sadece Ateş [*] ismindeki yeni romanı üzerine hikmet-i bedayie ait bir mesele İtalya ve Fransa matbuatında pek ziyade mucib-i münakaşa olmaktadır. Bu mübahesatın esas-ı tevellüdünü anlamak için evvela hikâyenin mevzusunu tetkik etmeliyiz.

Ateş-i Aşk zinde bir eserdir: bunda mehasin-i elfaz ancak ihtirasat-ı amikayı, teheyyücat-ı hissiyeyi tercüme için kullanılmıştır. Danunçiyo [Gabriele D’Annunzio] bu romanı kadar hakikat ve elvan ile anat-ı hafife-i mütenevvia ile meşbu bir kitap yazmamıştır. Zannedilir ki hararetli enfasıyla sayfalar iştial ediyor, feveran-ı hissiyatı o kadar şiddetlidir. Ruh-nevaz ve samimi üslubu, tabında ifadatı, raşe-nak tahayyülatı, musikâr şiiri fikri meftun, kalbi meshur etmemek kabil değildir. Ateş-i Aşk Danunçiyo’nun [Gabriele D’Annunzio] diğer hikâyelerine nispeten afif bir eser addolunabilir; mamafih bunda da bir hıffet-i mültezeme-i lisan ile muharrer serbâzâne bablar mevcuttur. 

[*] Il Fuoca, par Gabriele d’Annunzio, 1 vol. Milan, 1900.

Çin Resimlerinden: Prens Tuan
Makalat-ı Ziraiye

-2-

Tarlalar ve Çapa

Nadas halinde bırakılan tarlalar, pek çok derine gitmemek şartıyla, ne kadar çok sürülecek olursa rutubetin o derecede muhafaza edilmiş olacağı fikri zıraat-i ameliyenin en umumi bir kanunudur. Şimdi Mösyö Dehern namında bir zat, Fransa ziraat cemiyetine takdim ettiği bir layihada bu itikadın pek batıl bir fikirden ileri geldiğini ispat eylemek istemiştir. Biz bu musahabede Mösyö Dehern’in mütalaat ve tenkidatını hülasaten nakledeceğiz. Çiftçiler arasında “İki çapa bir sulama yerini tutar.” diye bir darb-ı mesel vardır. Eğer bu meselin hükmü doğruysa çapalanmayan topraklarda rutubetin pek az bir müddette zayi olması lazım gelir. Bu halde toprağın yüzünü çapalamakla rutubetin nasıl muhafaza edildiğini tetkik etmek iktiza eder. 

(…)