Bütün İslamiyan ve Osmaniyan’ın ıyd-ı ehas ve ekberi olan bu yevm-i mesudu idrak etmekle müftehir ve müteşekkir bulunan Servet-i Fünûn ceride-i kemteri sahaif-i naçizini kemal-i men ve mahmidet ile asar-ı seniyye-i cenab-ı padişah-ı azama hasretmek istiyor; fakat o asar-ı mülükâneyi bir nüshaya, bir cilde, hatta bir kütüphane dolusu ciltlere sığdırmak kabil mi? Servet-i Fünûn asr-ı güzin-i hazret-i şehriyarinin asar-ı terakki ve ümranından -ummandan bir katre almak kabîlinden olarak- ancak birkaçını bugünkü nüsha-ı mahsusasına derç ile neşre muvaffak olabilir ki cülus-ı hümayun-ı meymenet-makrun-ı cenab-ı padişahiden beri güzeran olan rub-ı asr-ı mesudun on beşinci sene-i devriyesinde teessüs ederek o zamandan beri asar ve müessesat-ı seniyye-i tacdariyi sahaif-i minnetine derç ile murane sarf-ı mesai ve hidemat eden ve inam ve eltaf-ı hazret-i velinimet-i uzma ile mütenaim ve minnettar bulunan bir bende-i naçiz için bu muvaffakiyet en büyük saadettir.
(…)
Bugünkü nüshamıza derç olunan resimler asr-ı güzin-i hazret-i padişahide memalik-i vesia-i şahende hayz-ara-yı husul olmuş müessesat ve emakinden bazıları olup bu meyanda evvel-be evvel müessesat-ı hayriyeyi yad etmek lazım gelir.
(…)
[İmza: Th. Vafiadis]