2
Asıl Âşıklar
Şimdi rivayat-ı âşıkanede Don Juan namıyla yad edilen, hayatta ise sadece “âşık” denilen ve hayatın ne olduğunu anlayacak, hayatı asıl manasıyla, her türlü levazım-ı lezaiziyle yaşayacak kadar mesut doğan kısm-ı beşere geldik. Zira aşkın idare edilmez, anlaşılmaz bir kuvve-i tabiat olduğunu ispat eden bir halet-i mümeyyize olmak üzere denir ki: İnsan âşık olmaz, âşık olarak doğar, hakiki âşıkları temziye medar olacak asıl hatt-ı esasi şudur ki bunlar daima sevilmişlerdir. On beş yaşında sevilirler; yirmi, otuz, kırk hatta elli yaşında bile kadınlar bunları delice severler. Romanlarda ve bu romanlara sermaye-i tetkik ve müşahede olan münasebat-i hayatiyede, yirmi beş yaşında kızların meftun(u) olmuş birçok altmışlık ihtiyarlara rast geliyoruz; tarihte Kardinal Rişelyo Löjon [Armand Jean du Plessis de Richelieu] gibi meşahirin muaşakaları mahfuz ve muharrerdir.
(…)