-45-
Eslafta Dekadanlık ve Şeyh Galip
Geçende Hüseyin Cahit Bey’in “Parlak Tabirler” makalesini Sabah gazetesinde okuduğum zaman, “Artık bu mesele bu kadar vesaik-i nakliye, akliye ve delail-i tarihiyeden sonra makbul ve müspet addolunmalıdır.” demiştim. İstical etmişim.
Tab-ı selime muvafakattan, bir de gâh ü bigâh vezin ve kafiyeden başka bir kayıt ile mukayyet olmayan fikr-i şairaneyi, o fikr-i şairaneyi -ki Şeyh Galip merhumu:
Bir leması var ki şem-i canın
Fanusuna sığmaz asumanın!
diye muhteşem bir itiraf-ı hakikate mecbur etmiştir- birtakım köhne ve sathi hudutlar içinde sıkmak, boğmak, öldürmek arzusuna düşmek Niagara Şelalesi’ni bir navdan-ı hakire sığdırmaya çalışmak nevinden bir hayal-i muhal, bir teşebbüs-i beyhude olur.
(…)
[İmza: Diran Çırakyan]