Yevmi gazete idarelerinden birinin heyet-i tahririye odasında Çin’de birkaç Alman misyonerinin katli havadisi ilk alındığı gün muharrirler arasında bu hadiseye dair bir küçük muhavere cereyan etti. Biri dedi ki:
– Hemen yarınki gazeteye ayrıca bir serlevha açmalıyız. Göreceksiniz, bu vaka pek büyüyecek. Almanya’nın tezyid-i kuva-yı bahriyesini kabul ve tasdik ettirmek için bir istinadgâh olacağı gibi Almanya’nın Prens Bismark [Otto von Bismarck] tarafından esası kurulan müstemlakât politikasının azim ve metanetle devamına bir sebep olacaktır. Arkadaşlar, bu vakayı kaçırmayalım. Telgraf haberleri pek muhtasar fakat biz tavzih edebiliriz.
(…)
“Memalik-i Şahanede Islah-ı Cins-i Feres”
Cins-i feresin en mühim ve meşhuru Arap atları olduğu malumdur. Arap atları esas-ı ittihaz kılındığı hâlde adi cinslerin ıslahı için ara sıra onlardan mahsul alınmak lazım geleceğini söylemeye hacet yoktur. Hâlbuki bu atlardan döl almak da memleketimizde hayvanatın ıslah-ı cinsine kâfi gelmiyor. Zira adi kısraklarımız gittikçe unsurunu kaybetmiş ve kuvvet ve şekilden düşmüştür. O hâlde ıslah-ı cins için en güzel çare kuvvetli ecnebi kısraklarıyla Arap atlarını tenasül ettirerek ortaya güzel mahsuller çıkarmaktan ibarettir.
(…)
“Alfons Dude [Alfonse Daudet]”
Alfons Dude ansızın âlem-i hayata veda etti.
Bir müddetten beri afiyetinin muhtel olduğunu gören ve sevdiklerine hasta, zayıf bulunduğunu söyleyen Dude’ye ehibbası kendine “muhayyel hastalık” isnat ettiği latifesiyle mukabele ediyorlardı. Fakat hayal mübeddel-i hakikat olmuş, zekâ ve irfanı yalnız Fransa’da değil, bütün âlem-i medeniyette nice fikir ve nazara hayret veren o vücut şimdi fenaya gitmiştir.
Alfons Dude namı memleketimizde pek maruftur; Servet-i Fünûn karilerine ise asla bigâne değildir. Genç Fromon [Fromont] ve Büyük Risler romanı sayfalarımızda intişar etmişti.
Alfons Dude Fransa muharririn-i hazırası içinde letafet-i üslup, hüsn-i tabiat, nazar-ı dürbün, irfan ve tetkik ile temeyyüz etmiş ve asarı muhtelif-i mesalik-i edebiyeye müntesip olanların hemen kâffesi tarafından makbul ve mergup görülmekte bulunmuştu.
(…)