Mekteb-i Mülkiye’nin leyliye tahviline karar verilmiş, cesim bahçemizde derin derin temel çukurları açılmıştı. O zaman 1297 senesinde bulunuyorduk, kış da yaklaşıyordu. Bir paydos zamanıydı. Mektep şakirdanında kendilerinden yukarı sınıf efendilerinin kimler olduğunu öğrenmeye, alelhusus onların birincilerini görmeye mahsus bir merak ile bahçede dolaşıyor, bir arkadaşımın verdiği malumatı büyük ehemmiyetle dinliyordum. İleride duvar kenarında muntazam adımlarla bir yukarı bir aşağı dolaşan bir efendiyi gösterdi:
– İşte ikinci sınıfın birincisi Tevfik Bey, dedi.
O cihete doğru takarrüp eyledik. Nazarını, fikrini elinde tuttuğu defterin sayfaları arasına atfetmiş, etrafında dolaşanların mevcudiyetinden bile bihaber bulunmuş olan Tevfik Bey, parlak gözleri, geniş alnı, zayıf vücuduyla beni ziyade meclup eyledi. Mektebin muktedir ve müterakkilerine karşı her şakirdin hasıl eylediği hiss-i ihtiram ile arkadaşıma hitaben:
– Sen Tevfik Bey’i tanıyorsan beni yanına götürsene, dedim.
(…)
İşte geçen perşembe günü mahall-i memuriyetine müteveccihen şehrimizden hareket eden Kudüs mutasarrıf-ı cedidi saadetlü Tevfik Beyefendi hazretleriyle ülfetimiz ta bu zamandan başlar. Ondan sonraları mektepte beraber geçirdiğimiz dört sene müddet zarfında hemen her gün paydoslarda buluşurduk. Derslerimde gördüğüm müşkülatı sordukça kemal-i memnuniyetle hallederdi. Semtimiz de birbirine yakındı. Komşuluktan istifadeye başladık.
(…)
İllüstrasyon [L’Illustration] ceride-i musavveresinin dün İstanbul’a gelen nüshası tüccar sefainin adedi ve sürati nokta-i nazarından bundan yirmi otuz sene evvel Fransa pek ileride iken şimdi gayet geri kaldığını, Almanların bu hususta İngilizlere bile galebe eylediğini itiraf ederek Almanya’da “Norddoyçer” [Norddeutscher Lloyd] kumpanyasının son inşa ettirdiği “Kayser Wilhelm Dergros” [Kaiser Wilhelm der Grosse] ismindeki vapurun bir resmini derceyliyor. Bir Fransız gazetesi tarafından bir Alman vapurunun fevkaladeliğinin tarifiyle resminin dercolunmuş olması işin ehemmiyetini ilan ettiğinden İllüstrasyon’da “Büyük Tüccar Vapurları” unvanlı makaleyi hülasaten bervech-i ati derceyliyoruz:
Sefain-i ticariyede inkıraz daima nazara çarpıyor. On sene akdem miktar ve sürat-i sefain ile dünyada ikinci dereceyi ihraz eylediğimiz hâlde şimdi yalnız İngiltere’nin dûnunda kalmıyoruz, Almanlar dahi bizi geçmiştir. Hâlbuki sekiz sene daha geçerse şimdiki sürate bakınca Norveç’ten dahi sonraya kalacağımıza şüphe yoktur.
Son yirmi sene zarfında vapurların sürati hemen iki kat olmuştur. Elyevm yeni vapurların bazısı saatte vasati olarak yirmi buçuk mil gidiyor. Yirmi buçuk mil otuz sekiz kilometre demektir. Şimendiferle mukayese olunursa azdır fakat şurası teemmül olunmalıdır ki denizde gemileri yürütmek, karada demir hatlar üzerinde lokomotif sevk etmeye benzemez.
(…)