-24-
Bir Muhavere
Ötede tatlı bir çıtırtı ile ağır ağır yanmakta olan odunlardan saçılan hava-yı harr -sanki tekmil vücutlarıyla teneffüs edebilmek için- büyük bir çini sobanın etrafına topladıkları koltuklara gömülerek sigaralarının mavi dumanı kadar havai ve perişan sıhhatlerinde devam eden birkaç arkadaşın dereden tepeden söyledikleri sözler ettikleri latifeler okudukları şarkılar güya biz orada değilmişiz yahut o lisanı anlamıyormuşuz gibi üzerimizde pek sathi bir tesir bile hasıl etmiyor.
(…)
Harik ve itfah-ı harik – Hasarın imdaden süratiyle nispeti – İtfa-i harike mahsus yeni aletler – Dae-i bahr – Dae-i bahr hakkında tetkikat-ı cedide – Dalgaların sürat ve şiddeti – Yeni icatlar: Ziyadar kalemler – Lastikli yumurtalar.
Geçen hafta içinde Galata, Kadıköy, Beyoğlu’nda biri birini müteakip ve vukua gelen harikler yine İstanbul’umuz ahalisini havf ve telaşa düşürmüş ve bu afet yüzünden şimdiye kadar şehrimizin ne kadar hasara uğradığını ve nice hanümanın bu kaza-yı ani yüzünden bir gün evvel maişeti muntazam, istirahat-ı dünyeviyenin her türlü esbabına malik iken bir gün sonra fakruzaruretin son derekesine kadar tenezzül eylediğini hatırlara getirmiştir.
(…)
Harikin sebep olduğu feci kazaları, mulim neticeleri gören akvam-ı medeniye itfası için elden geldiği kadar gayretten geri kalmamışlar ve fenn-i marifetin terakkiyatından istifade ederek itfa-yı harik için türlü türlü tulumbalar ve aletler icat ve muntazam itfaiye heyetleri teşkil etmişlerdir.
(…)