Avrupa’da Tasallüf-i Edebî
Bazı mutasalliflerin malumat-ı edebiyesi o kadar az, o kadar az olur ki yalnız edebiyattan bahsetmeyi gayr-i kâfi görerek sanayi-i nefisenin her şubesine itale-i lisan ederler. O zaman etrafındakiler kendilerini kemal-i tevekkül ile dinlerler, arada sırada -fakat pek nadir olarak- küçük bir istizahta bulunurlar. Bu istizah mutasallifin dudaklarında aleni bir tebessüm-i memnuniyet husule getirir. Nihayet elsine-i samiinden bir sadaka-ı tahsin boşanır. Mutasallif bu alkışları peşin para gibi sevinerek kabul eder!
(…)
Âşığı ile Firar Eden Prenses Şimey