-Birader nasılsınız bakalım? İnşallah mini mini büyüyordur?

-Maşallah büyüyor, görseniz ne hoş!

-Kaç aylık oldu şimdi?

-Dördünü bitirdi.

-Daha kundakta mı?

-Yarım kundak kullanıyoruz.

-Yani ayakları, beli sımsıkı bağlı, bir kolları dışarıda öyle değil mi?

-Başka türlü olur mu ya?

-Niçin olamasın?

-Kundakta olmazsa çocuk belini tutamazmış, kucağa alınamazmış.

-Bunları kim söylüyor Allah’ı severseniz? Frenkler çocuklarını kucakta değil de arabada mı taşıyorlar? Yoksa onların çocukları belsiz midir?

-Canım her şeyde Frenkleri ortaya korsanız? Bu alafranga merakı nedir bilmem ki!

-Amma tuhaf fikir ha! Doğru bir tavsiyede bulunmak Frenk mukallitliği midir?  Kundağın ne kadar muzır bir şey olduğunu bugün herkes biliyor.

(…)

Abone bedelatından dolayı idaremize borçları olan zevat-ı kirama her ay iptidasında matbu ricanamelerle ihtar-ı keyfiyet ettiğimiz hâlde pek çokları bu baptaki müracaatlarımızı cevapsız bırakıyorlar. Muamelat-ı hesabiyemizi teşvişten vikayeten idarehanemize borcu bulunan zevat-ı kiramın poliçe veya posta emaneti irsal buyurarak tesviye-i hesap etmelerini bilhassa ve bittekrar rica eyleriz.

Muharriri: Uşşakizade Halit Ziya

[273 numaradan beri mabad]